Kamuyla yerli firmaların raylarda buluşması gerekiyor :Türkiye son dönemde raylı sistemler alanında önemli bir atağa kalktı ve hızlı trenden Marmaray`a, sayıları her geçen gün artan metrolardan yerli üreticiyi öne çıkaracak düzenlemelere ülkemizi dört bir koldan raylı sistemlerle donatmak için çalışmalarını yoğunlaştırdı.
Sektörü çatısı altında toplayan RAYDER de gerek firmaları devletle buluşturarak gerekse üniversitelerle sanayi arasında işbirliği oluşmasını sağlayarak raylı sistemlerin yüksek hedeflerine ulaşması için emek veriyor. RAYDER Genel Sekreteri Emel Sakarya ile gerçekleştirdiğimiz Demir Yolu Özel röportajımızda sektörün yakaladığı ivmeyi ve konulan büyük hedeflere daha hızlı ulaşmak için atılması gereken adımları konuştuk.
Bir ülkenin gelişmişlik göstergelerinden biri de raylı sistemlerin ulaşımda kapladığı payın büyüklüğüdür. Uzun yıllar demir yolu sektörünün ihmal edildiği ülkemiz son yıllarda büyük bir atağa kalkarak tüm ülkeyi raylarla birbirine bağlayacak projelere başladı. Sektörün tek derneği RAYDER de bu projelere her noktada destek verecek çalışmalara imza atıyor. RAYDER Genel Sekreteri Emel Sakarya, İle derneklerinin firmalar ve üniversitelerle birlikte yürüttükleri çalışmalardan Türkiye’nin raylı sistemler politikasına dek uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik. Sakarya, Türkiye’nin raylı sistemler alanında çok iyi yerlere geleceğine inandıklarını söylüyor ve dernek olarak yerli firmaların bir an evvel raylı sistemlerde üretim için hazırlanmasını teşvik etmeyi, onlara öncü ve yardımcı olmayı esas amaç edindiklerinin altını çiziyor.
Raylı sistemler sektöründe tek dernek olarak faaliyetlerini sürdüren RAYDER’in kuruluşundan ve misyonundan bahseder misiniz?
RAYDER, Demiryolu sektörü için araç/ürün/mühendislik/hizmet üreten sanayiciler ve akademisyenlerimizin derneğidir. Raylı Ulaşım Sistemleri Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin (RAYDER)kuruluşu 2005 yılına dayanıyor. İlk zamanlar akademisyenlerin öncülüğünde ilerliyordu. 2011 yılında bir yönetim değişikliği oldu ve adına iş adamları ve sanayicileri eklendi. Tabii akademisyenlerin desteğini yine alıyoruz. Üyelerimizin çoğunluğu raylı sistemler sektöründe üretim yapan firmalar ve bu üniversitelerde demir yolu sektöründe uzman olan akademisyenlerden oluşuyor. Amacımız Türkiye’deki raylı sistemlerin gelişimine her anlamda katkıda bulunmak. RAYDER, Demiryolu sanayicilerimizin organizasyonu, karşılaştığı problemlerin çözümü, ülkemiz şartlarını dikkate alan demiryolu standartlarının oluşturulması/geliştirilmesi, üyelerinin ürün sertifikasyonunun sağlanması, Türkiye’de ve yurtdışında tanıtılmaları doğrultusunda çalışmalar yapmaktadır. Hızla büyüyen raylı sistemler sektöründe yerli tedarikçilerin geliştirilmesi, dış ticaret açığının kapatılıp üretimin Türkiye’de yapılmasının sağlanması esas amaçlarımızı oluşturuyorRAYDER, UNIFE’nin (Uluslararası Demiryolu Sanayicileri Birliği) Türkiye’den tek üyesidir.
Şöyle bir algı var; raylı sistemler ulaşımda ne kadar büyük yer kaplıyorsa o ülke o kadar gelişmiştir. Raylı sistemlerin yaygınlaşması RAYDER için olduğu kadar Türkiye için de önemli, değil mi?
Bütün dünyada olduğu gibi, yeni dönemde Türkiye’de de demiryolları ve raylı ulaşım sistemleri önceliklendirilmiş, geliştirilmesi bir devlet politikası olarak kabul edilmiştir. Mevcut hükümetin teşvik yasalarının desteği ile altyapı ve sektörel yatırımlar artarak devam etmektedir. Bu politikalar doğrultusunda Türkiye’de, demiryolları ile yük ve yolcu taşımacılığı alanlarında Hızlı Tren, Marmaray Projesi, Konvensiyonel Hatlar ve Belediyelerimizin şehiriçi ulaştırma sorununu çözme amaçlı Metro/Tramvay araç ihtiyaçlarını karşılayacak raylı sistemler için önümüzdeki 10 yıl içerisinde yaklaşık 35 milyar Euro yatırım yapılması hedeflenmiştir. Elbette,raylı sistemlerin yaygınlığı o ülkenin gelişmişliğini gösterir.
Size göre raylı sistemler neden modernlik ve gelişmişlikle bir arada anılıyor?
Toplu ulaşım altyapısının zayıf olduğu kentlerde bireysel otomobil kullanımı ön plana çıkmakta, yetersiz olan yollar tıkanmakta, uzun kuyruklar ve büyük zaman kayıpları ile çevre kirliliği oluşmaktadır. “Çağdaş kentlerin ulaştırma sorunlarının odağında otomobil kullanımı, çözümün odağında ise toplu taşıma bulunmaktadır” temel saptaması, sorunu ve çözümü kısaca özetlemektedir. Büyük kentlerde, toplu taşıma amacıyla geliştirilen diğer ulaştırma sistemlerin yetersiz kalması nedeniyle raylı sistem yatırımları artmaktadır.
Yolculuk süresini kısaltmak ve konforu yükseltmek amaçları yanında yolcu taşıma kapasitenin arttırılması için Hafif Metro/Tramvay gibi araçların kullanılması kaçınılmazdır. Genel olarak ‘Hafif Raylı Sistem’ diye adlandırılan bu ara çözümde, şehir içi yolcu sayısındaki artışlar gibi nedenlerle tramvaydan metroya doğru büyüyen aşamalı geçiş sağlanmıştır
Bunun yanısıra hızlı trenler hayatımıza girmiş ve konforu halk tarafından hemen farkedilmiştir. Örneğin, Ankara-Eskişehir arası 1 saat 25 dakika. Biliyorsunuz, Eskişehir’de çok önemli iki üniversite var. Ankara’dan öğrenciler sabah binip 1,5 saatte okuluna ulaşıyor. Hocalar dersini trende hazırlıyor, öğrenciler sınava trende çalışıyor. Hem konforlu hem de ekonomik. Sahip olduğu bu özellikler de raylı ulaşımı gelişmişliğin simgesi yapıyor .
Bununla birilikte çevreci ve ekonomik olması Raylı Sistemlerin en önemli özelliklerinden biridir. Ülkemizde,petrole dayalı, kirletici, güvenliği düşük, ülkeye maliyeti çok yüksek bir taşıma yapılmaktadır. Türkiye’nin 2013 yılı ham petrol ithalatı yaklaşık 18,7 milyar dolar olarak öngörülmektedir. Buna rafineri işleme maliyetleri eklenecek olursa petrole dayalı taşıma sisteminin ülkemize maliyetinin korkunç boyutları anlaşılmış olacaktır. Ancak, çevreci,daha emniyetli, kaza riski az raylı sistemler taşımacılığının Türkiye’degelişiminin ve yaygınlaşmasının hızla artacağına inanıyoruz. Yerli firmalarımızın bir an evvel raylı sistemlerde üretim için hazırlanmasını hem teşvik ediyoruz hem de öncü ve yardımcı olmak istiyoruz.
Test merkezlerinin önemine değindiniz. Bu konuyu biraz açabilir miyiz?
Şu an Türkiye’de raylı sistemlerle ilgili test yapabileceğimiz hiçbir merkez yok. Bu yıl, Kalkınma Bakanlığı tarafından onaylanan ve büyük ölçüde Anadolu Üniversitesi katkıları ile gerçekleşecek URAYSİM (Ulusal Raylı Sistemler Mükemmeliyet Merkezi) test merkezi kuruldu. Bu merkez 27 km test yoluna sahip olacak, proje tamamlandığında Avrupa’da Raylı Sistemler konusunda belli başlı birkaç merkezden biri olacak. Ve Raylı Sistemler sektörünün gerek kamu gerekse özel sektördeki tüm paydaşlarının Ar&Ge ve ürün geliştirme faaliyetlerine açık olacak.Raylı Sistemler araçları ile bileşenlerinin uluslararası standartlarına göre sertifikalandırmalarını da yapacaktır.
Merkezin 3 yıl içerisinde hayata geçmesi planlanıyor.
Sizin de belirttiğiniz gibi 2023 hedefleri çok büyük. Peki, yönetmeliklerde neler değişti, ne gibi yenilikler geldi? Hükümet bu hedefleri koyarken destekleyici ne gibi düzenlemeler yapıyor?
Biliyorsunuz Demiryolu taşımacılık sektörünün uzun süredir beklediği Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleşmesi Hakkında Kanun Mayıs ayında yürürlüğe girdi. Kanunun sektörü nasıl etkileyeceği, neler getirdiği şimdilerde en önemli tartışma konusu. Bir diğer önemli konulu, Raylı Sistem araç alım ihalelerinde yüzde 51 yerlilik şartı. Örneğin TCDD diyor ki, “Ben 120 set hızlı tren alacağım ama bunun ihalesine yüzde 51 yerlilik şartı koyacağım” Böylelikle bu ihaleye katılacak firmaların Türkiye’deki yerli firmalarla çalışması hedefleniyor. Bizim bu kararda eksik bulduğumuz noktalar var. Ankara Metrosu’nun 324 araç alımında bu düzenleme ihaleye yazıldı. Ama bunun ihale tekliflerinde bağlayıcı hiçbir maddesi ve denetimi olmayınca, ihaleyi kazanan firmanın u konuda çalışma yapıp yapması tamamen kendi insiyatifinde.Yerli hangi firmalar ile çalışılacağı, hangi komponentleri yerli üretim yapan firmalardan temin edeceği konusu neler yapılıyor, bunu kim takip ediyor bilmiyoruz.
Bizim isteğimiz şu; bu maddeleri koyarken lütfen bunun altını doldurunuz, bu firmaları bağlayıcı açıklamalar olsun. Bu çalışmaları takip edecek komisyonlar kurulsun.Biz de RAYDER ve diğer Raylı Sistemler Kümelenmeleri olarak bu çalışmalara katılmaktan, destek vermekten mutlu oluruz.Bunun yanında bazı ofset kanunlarının çıkması lazım. Savunma Sanayi Müsteşarlığı olduğu gibi Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarlığı olması lazım. “Yüzde 51 yerlilik”in bu düzenlemelerle desteklenmesi lazım. Daha çok eksiklerimiz var. Yalnızca yüzde 51 kuralı koyup yerli üreticiyi yalnız bırakmakla olmaz. Ortada çok büyük bir pasta var. Yabancı firmalar Türkiye’de çok büyük projeler için yatırım peşindeler. Buradan Türkiye ekonomisi en verimli biçimde yararlanmalı.
Yerli üretici firmalar tarafından bakarsak, onların sorunları ve istekleri neler?
Yerli firmaların en büyük isteği; kamu sektörünün onlara gereken değeri ve güveni vermeleri. Standartlara uygun komponent üretebilmek için Ar&Ge ve diğer devlet desteklerinin çıkarılması.Bence Türk firmaları Raylı Sistemler için başarılı ürünler üretecek nitelikte. Bunun örnekleri de mevcut.Bakın Durmazlar uluslararası standartlara sahip, homologasyonu yapılmış yerli bir araç üretti, bu araç ile bir ihale kazandı ve önümüzdeki günlerde bu araçları seyir halinde görebileceğiz. Derneğimizin de üyesi olan uluslararası standart ve kalite belgelerine sahip firmalarımız ürünlerini bir çok proje için geliştirdiler. Örneğin, Sazcılar, Marmaray projesinden İzban projesine kadar pek çok araç için komponent sağlıyor, Medel Elektonik ve Safkar yine uluslararası pek çok projede standartları onaylanmış ve ürünleri çeşitli projelerde kullanılan firmalar. O nedenle, özellikle bu projelerin alıcısı olan Kamu, yerli firmalarımızı desteklemeli ve bu firmalarımızın Türkiye’de yapılan ihalelerde komponentlerinin kullanımı için yabancı firmaları mutlaka yönlendirmelidirler. Kamunun yerli firmalarla çalışmak için daha özen göstermesi gerekiyor, firmalara ulaşması, teşvik edici bir yapıya sahip olması gerekiyor. Tabii ki bunu derken standartların altında olsa da yerli firma tercih edilsin demiyoruz. Raylı sistemler standardı havacılıktan sonra en yüksek standartlara sahip sektör. Çok ciddi bir iş. Her gün yüzlerce, binlerce insan taşıyorsunuz. Bu yüzden özellikle güvenlik standartları çok önemli. Bugün arabalarımızı 3-4 yılda bir değiştirebiliyoruz ama raylı sistemde bir araç 40-50 yıl kullanılıyor. Bu yüzden standartları çok yüksek. Yerli firmaların standartlarını bu noktalara çekmesi ciddi yatırım gerektiriyor. Hiç olmazsa alım garantisiyle, bir ön anlaşmayla firmaları bu standartları almaya zorlayabiliriz.Bu konuda çalışmalar yapılıp, destekler arttırılmalı.
RAYDER’in bu dönem gündeminde neler var?
RAYDER, Demir Yolları Vakfı ve Demir Yolu Taşımacılığı Derneği’nin ortağı olduğu Raytest adında ortak bir şirketimiz var, bu şirket 11UY0035-4 Ulusal Yeterlilik kapsamında Personel Belgelendirme si yapacaktır.Raylı Sistemler meslek gruplarında ulusal yeterlilik ve dökümantasyon çalışmaları gerçekleştirecektir.
RAYDER olarak yukarıda bahsettiğimiz gerekli kanunların ve teşviklerin çıkması konusunda destekler veriyoruz. Üniversitelerle ilgili çalışmalar yürütüyoruz.
Kaynak : www.haberortak.com