Demiryolu Taşımacılığı Derneği Türkiye`yi Hedeflerine Taşıyacak


Demiryolu Taşımacılığı Derneği Türkiye`yi Hedeflerine Taşıyacak :Demiryolu Taşımacılığı Derneği (DTD); Yeşil ve temiz bir çevrenin dostu olan demiryolu taşımacılığını çağın ve ülkenin gerekleri doğrultusunda geliştirmek ,Demiryolu Ulaştırmasının serbestleştirilmesini hızlandırmak ,Demiryolunun ülkenin toplam taşımacılığı içindeki payını yükseltmek, tüm dünyada geleceğin taşıma sektörü olacak demiryolu taşımacılığını ülkemizde de layık olduğu yere getirmek amacıyla 2006 yılında kurulmuştur.

Üyelerimiz; Kendilerine ait vagonlarla veya TCDD vagonları ile ulusal ve uluslar arası demiryolu taşımacılığı yapan, Vagon üretim tesisleri olan, vagon bakım ve onarım sanayi ile iştigal eden,Yeni demiryolu yapımı, bakım ve onarımı yapan Demiryolu bağlantılı liman işletmeciliği yapan Türkiye’nin önemli firmalarıdır.

Biliyoruz ki; Ulaştırma sektörü, yarattığı ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel etkileriyle çok stratejik bir öneme sahiptir. Bir ülkede ulaştırma altyapısı oluşturulmadan ekonomik sistemin geliştirilmesi mümkün değildir. Çünkü ulaştırma hizmeti, ekonomik faaliyetlerin her aşamasında katkıda bulunan kilit sektörlerden birisidir. Ulaşım yollarının geçtiği yerlerde, ticaret, turizm, sanat, üretim ve tarım faaliyetleri canlanır. Tüm bu faktörler yeni iş olanaklarının oluşmasını, gelir düzeyinin artmasını ve dolayısıyla o toplumda yaşayan insanların yaşam kalitesinin yükselmesini sağlar.

Günümüzde, üretilen mal ve hizmetlerin tüketim yerlerine ulaştırılmasında kullanılan sistemler, aynı zamanda rekabet edebilmenin de yöntemleridir. Bu nedenle bu araçlar hem nitelik ve nicelik olarak çeşitlenmekte ve gelişmekte, hem de etkinliği sağlamak ve maliyetleri düşürmek üzere bir veya birkaç sistem aynı anda kullanılmaktadır. Dolayısıyla tüm ulaştırma modlarının geliştirilmesi ve durumun gerektirdiği kombinasyonlarda kullanılması zorunludur.

Bu nedenle demiryolu ve denizyolu ağırlıklı çoklu ulaşım sistemleriyle yük taşımacılığı nakliyeciler için ekonomik yönden daha cazip bir hale gelecektir.

Türkiye Ulaştırma Sistemi,01 Mayıs 2013 tarihinde yürürlüğe giren “Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının serbestleştirilmesi Kanunu” ile birlikte yaklaşık 150 yıllık “tekel” durumunda olan demiryolu ulaştırması serbestleştirilmiş oldu. Böylece tek modlu taşımacılık ve taşıma türleri arasındaki kıyasıya rekabet anlayışından, taşıma türleri arasında işbirliğine gidilmesi anlayışına giden yeni bir sürece giriyor.

Bu süreçteki etaplardan biri yukarıda adı geçen kanunun yürürlüğe girmesiydi. Yakından izlediğimiz kadarıyla bu kanun kapsamında çıkarılması gereken ve uygulamaya dönük olan yönetmeliklerle ilgili çalışmaların , Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UDHB) Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından yoğun bir çalışma içinde yapıldığı yönündedir. İlgili Genel Müdürlüğün bu çalışma temposuyla yönetmelikleri çok kısa sürede çıkartacağını inanıyoruz.

İkinci etap ise taşıma türleri arasında işbirliğinin temelini atacak olan “Kombine Yük Taşımacılığı Yönetmeliği” nin çıkartılmasıdır. Bu konu ile ilgili çalışmalara başlayan UDHB Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürlüğü iki yıldır süren çok yoğun bir çalışmanın sonuna gelmiş bulunmaktadır.

Biliyoruz ki, Taşımacılıkta malın kısa sürede, ekonomik ve güvenli olarak hedefine ulaşmasında ulaştırma türlerinin seçimi önem kazanmaktadır. Bu bağlamda yükün çıkış noktasından varış yerine kadar ulaşımında birden fazla ulaştırma türünün kullanılması kaçınılmaz olmuştur.

Türkiye, Kombine Taşımacılık Sistemi ile gerek yurtiçindeki taşımalarında gerekse yurtdışı taşımalarında önemli bir maliyet avantajı yakalayacaktır.

Çünkü verimli taşımacılığın önemli unsuru, uzun mesafelere taşınan büyük yüklerin, çıkış ve varış noktalarında birleştirilmesidir. Dünyanın her yerinde görülebileceği üzere, özellikle demiryolu taşımacılığı buna uygundur. Bu uzun mesafeler boyunca oluşturulacak koridorlar, güvenilir, hızlı, düşük işletim ve idari maliyetlere sahip olmaları nedeni ile işleticilere cazip gelen imkânlar sunabilirler. Oluşturulacak yük koridorlarında, talep tahminleri doğrultusunda altyapı standartlarının yükseltilmesi ve koordineli yatırımların yapılması da sağlanabilecektir. Yatırımlar ve altyapı işlerinin eşzamanlı hale getirilmesi için “yüke tahsisli veya yük öncelikli hat” bağlamında, diğer ulaştırma türlerini de gözeten planlamalar yapılmalı; orta ve uzun mesafeli demiryolu hizmetleri dahil olmak üzere verimli, yenilikçi ve kombine taşımacılık hizmetleri desteklenmelidir.

Emniyet, çevre, enerji ve ekonomik ihtiyaçlara paralel olarak ulaştırma sektörü içerisinde her geçen gün daha fazla önem kazanan demiryolu sektörü, bu gelişmeler doğrultusunda oluşturulan vizyona gerekli katkıyı verecektir. “Temiz ve yeşil bir çevre” hedefler doğrultusunda şekillenen 2023 yılı Türkiye’sinin, ulaşım gereksinimlerinin karşılanması amacı ile gelişen teknolojilerle uyumlu yeni hatlar inşa edilerek, mevcut altyapı ve araçlar yenilecek ve diğer ulaştırma türleri ile bütünleşme sağlanmalıdır. Böylece “kaliteli yaşam standardı” temelinde hizmet sunulması sağlanabilecektir.

Önümüzdeki dönemde ulaştırma alanındaki hedefler daha az tıkanıklık, daha az emisyon, daha çok istihdam ve daha büyük bir büyüme, daha çok gelir, daha kaliteli hizmet, daha güvenli yolculuk ve petrole daha az bağımlı bir ulaştırma sistemi olarak özetlenebilir.Yeni icat edilecek araç teknolojileri ve yeni trafik yönetimi sistemi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ulaşımdan kaynaklanan emisyonların azaltılmasında önemli bir rol oynayabilecektir.

Geç kalınmış eylem ve yeni teknolojilere atılan cesaretsiz adımlar Türkiye ulaşım sektörünü ve bu sektöre dayalı endüstriyi geri dönüşü olmayan bir gerilemeye ve dolayısıyla hareketliliği kısıtlamaya mahkûm edebilir. Önümüzdeki süreçte Türkiye ulaştırma sektörü hızla gelişen dünya ulaştırma pazarlarında giderek artan bir sert rekabetle karşı karşıya kalabilecektir.

Türkiye’nin hedefi, verimlilikten ödün vermeden ve hareketliliği tehlikeye atmadan ulaştırma sistemini petrol bağımlılığından kurtarmak olmalıdır.

Ulaştırma sektörü daha az ve daha temiz enerji kullanmalı, modern altyapıdan daha fazla yararlanmalı ancak su, toprak ve ekosistem gibi önemli doğal varlıklar ve çevre üzerindeki olumsuz etkisi de azaltılmalıdır. Yeni ulaşım modelleri ortaya çıkmalı ve daha büyük hacimdeki yük ve daha fazla sayıda yolcu buna göre en verimli çoklu ulaştırma sistemleri ile varacakları yere kadar ortaklaşa taşınmalıdır.

Özel Demiryolu Ulaştırması Sektörünün ilgili düzenleyici kurumlardan beklentileri ana başlıkları ile aşağıdadır;

•Altyapı kullanım ücretleri,karayolu ile rekabet edilebilir bir düzeyde olmalıdır.

•Kamu ve özel sektörün altyapıya erişimi konusunda ayırım yapılmamalıdır

•Rekabette eşitsizlik yaratılmaması için yasa sonrasında serbestleşme sürecine geçiş sürecinde kamu sektörüne sağlanabilecek tüm kolaylıklar ayırım yapılmaksızın özel sektöre de sağlanmalıdır.

•Ulaştırma sistemi içerisinde demiryolu yatırımlarına öncelik verilmelidir

•Yatırım planlarında yük öncelikli demiryolu yatırım stratejisi uygulanmalıdır.Raylı sistemlerde yerli sanayi teşvik edilmelidir

•Mevcut hatlar yenilenmeli, tüm hatlardaki dingil basıncı en az 22,5 tona çıkarılmalı, tüm hatlar sinyalli ve elektrifikasyonlu hale getirilmelidir.

•Tüm liman, üretim merkezleri ve Organize Sanayi Bölgelerine demiryolu bağlantı hatları yapılmalıdır

•Demiryolu Mükemmeliyet Merkezleri ve Araştırma Enstitülerinin kurulması teşvik edilmeli, test ve sertifikasyon merkezleri kurulmalıdır.

•Ulaştırma Ana Planı ve Lojistik Ana Planı çıkartılmalı,Akıllı Ulaştırma Sistemleri kurulmalıdır

•2023 yılına kadar taşımacılık türleri arasındaki dengesizliğin değiştirilmesi için öncelikle yapılması gerekenler tesbit edilmelidir

•Çevresel etkileri en aza indirgeyen, karbon emisyonu ve enerji verimliliği bakımından en iyi şekilde kullanılan ulaşım sistemleri oluşturulmalıdır

•Demiryolu sektörünün ihtiyacı olacak uygun nitelikli insan kaynağı eğitim sistemi oluşturulmalıdır

•Çevre ülkelere bağlantılar sağlayacak yeni hat ve bağlantılar yapılmalıdır.

•Ulaştırma altyapı kullanımlarında ücretlendirilmeye geçilmelidir

•Her bir ulaştırma sektörünün yüksek kapasite ve güvenlik,esneklik,düşük enerji,düşük çevresel etki gibi kendine has avantajları bulunmaktadır.Sektörler arası etkileşim sonucu tüm ulaştırma sektörünün daha etkili,maliyeti düşük ve sürdürülebilir bir çoklu ulaştırma zincirine dönüştürülmesi sağlanmalıdır

•Çoklu ulaşım sistemlerine uygun altyapı oluşturulmalı, mevzuatı hazırlanmalıdır

•2023 yılına kadar Demiryolunun yük taşımacılığındaki payının yüzde 15’in , yolcu taşımacılığında payının yüzde 10’un üzerine çıkaracak ulaştırma sistemi oluşturulmalıdır

Son olarak ve özellikle belirtmek isteriz ki; Türkiye ve Dünyadaki bu gelişmeleri dikkate aldığımızda, “Lojistik”, ”Kombine Taşımacılık”, ”Toplu Taşımacılık”, “Trafik Yoğunluğu” ,”İnsana ve Doğaya Saygılı Yaşam” v.b. kavramlarla bütünleştirilen demiryolu, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda en önemli ulaştırma türü ve teknolojisi olacaktır.

Dernek olarak her zaman söylediğimiz gibi “demiryolu geleceğimizdir…

Demiryolu Tasimaciligi Dernegi Turkiyeyi Hedeflerine Tasiyacak

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.