Hızlı tren şimendifer mi , her istasyonda dursun?
Bursa artık 30 yıl öncesinin kenti değil… Bu çok doğru… Ama gelin görün ki, bana göre 21. Yüzyıl’ın kenti de olamadı henüz. Öyle ya… Hava ve demiryolu ulaşımından yararlanamayan bir kentin, iki bacağı kırık bir masadan ne farkı var!
Nereden nereye geldiğimize, kısaca bir göz atalım. Ben bardağın boş tarafından bakacağım… Dolu tarafından bakıp değerlendirmek de sizin rolünüz olsun…
1980′li yıllardaki Bursa’ya baktığımızda, çevre illerle demiryolu bağlantısı bulunmayan bir Bursa söz konusuydu. Yıl 2013… Bugün hala demiryolu bağlantımız yok… Hızlı tren için harekete geçildiğini, projelerin hazırlanmakta olduğunu, hatta bir bölümü için temel atıldığını -elbette- biliyorum… Benim sözünü ettiğim, bugün-yarın diye diye Bursalılar’ın gözünün içine baka baka, kentin insanını oyalamak için son 8-10 yıldır taktik üzerine taktik üreten TCDD yöneticileri ve Ulaştırma bakanları… Daha Yenişehir’den ötesi için projeler bile ortada yok… Dolayısıyla “Temel atıldı, yapılıyor işte” itirazının çok da anlamı kalmıyor… Bu hızla giderse (daha doğrusu, hızlı gidemezse) üzerine kim bilir kaç Ulaştırma Bakanı, kaç TCDD Genel Müdürü göreceğiz.
İktidar partisine mensup milletvekillerinin yakın markaja aldığı TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın bugünlerdeki en büyük derdi ne biliyor musunuz? “Yenişehir’e tek istasyon mu yapılsın, çift istasyon mu?” sorusuna cevap bulmak… Çünkü bizim vekillerden biri çift olsun diyor, diğeri “Hızlı tren bu, şimendifer mi, her istasyonda duramaz, vakit kaybı olur” diyor… Sızan bilgilere göre -Ki sevgili ağabeyim Ahmet Emin Yılmaz yazdı, Olay’da- iki vekilimizi de üzmeyelim diye uğraşırken TCDD yetkilileri, ortaya şöyle bir sonuç çıkmış: “Hızlı tren Yenişehir’deki her istasyonda durmasın. Her saatte de durmasın, hatta bir durakta durursa diğerini es geçsin, yakın saatlerde uçak seferi varsa dursun istasyonda, yoksa gaza bassın, bazı durumda iki istasyonda da durmasın, çok lazımsa iki durakta da dursun!”
Eeee, Allah’ın izniyle ve hangi pencereden bakıldığına bağlı olarak, herkesin istediği olmuş da…
Ortaya çıkana plan mı denir, ne denir onu pek bilemedim…
HAVAALANI İÇİN NE LAZIM
Hava ulaşımı derseniz. 1980′lerde, şehrin içinde bir havaalanı vardı. Bu havaalanının, yolcu kapasitesi en fazla 80-100 kişi olan uçakların inmesine ancak uygun olduğu konuşuluyordu. 80′lerde bir Bursa firmasına ait 20 kadar yolcu kapasiteli uçak Bursa-İstanbul, 90′larda ise THY’nin yan kuruluşu THT, 100 yolcu kapasiteli uçaklarla Bursa-Ankara ve Bursa-İstanbul seferleri yaptı.
Yıl 2013… Bugün neredeyse tümüyle kent içinde kalmış olan, eski Bursa Havaalanı (Yunuseli) uçuşa kapalı. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin, bu askeri havaalanının hiç değilse küçük uçaklar için uçuşa açılması yönündeki gayretleri engellendi. Şehirden zaman zaman yükselen, “Eski havaalanı Türk Hava Kurumu’na devredilsin, motorlu uçak, planör, paraşüt ve benzeri eğitimler verilsin, Bursa sivil havacılık eğitim üssü olsun. Böylece küçük uçak sahipleri de park yeri ve piste kavuşur, İstanbul-Bursa hobi uçuşları yapılır. Belki hava taksi düşünen vardır. Bunun önü açılsın “ önerileri duymazdan gelindi, Bursa şehri inatla ve ısrarla, yurt içi, yurt dışı tarifeli seferlerin bir türlü yaşatılamadığı Yenişehir Havaalanı’na mahkum edildi. Kısacası, Bursa’nın hava ulaşımı konusunda 1980-1990′lardaki berbat durumu bile, bugünden iyi sayılır diyorum… İtirazı olanlara köşem açık…
Ortada işte böyle karamsar bir tablo varken, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Hikmet Şahin döneminde önayak olduğu İDO seferlerini de, Şahin’den bayrağı devralan Başkan Recep Altepe‘nin bir adım daha ileri götürerek başlattığı BUDO İstanbul-Bursa deniz otobüsü seferlerini de çok önemsiyorum… Hele Gemlik’ten deniz uçağıyla yapılan hava taksi, bence alkışlanacak ileri görüşlülükte bir adım…
Bana göre tablo çok net… Bursa’yı ancak Bursa’da planlanıp uygulanan projeler ileri götürebiliyor.
Kaynak : Tayfun ÇAVUŞOĞLU – www.yenieksen.com